Nükleer enerji veya nükleer silahlar için doğada çok özel ve çok nadir (yüzde 1’den az) bir element olan Uranyum-235 izotopu kullanılır.
Bilim adamlarına göre doğada bulunan uranyum elementinin yaklaşık yüzde 99’u U-238’dir.
U-235’in U-238’e göre çok daha hafif olduğu ve hareketinin hızlı olduğu bilinmektedir.
Ancak, bu analogu elde etmek çok uzun zaman alıyor.
Ayrıca U-238’de nötron sayısı ile kütle numarasının eşit, U-235’te ise nötron sayısı ile kütle numarasının tek olduğu bilinmektedir.
Günümüzde santrifüjler, elementteki izotop oranını artırmak için enerji santrallerinde kullanılmaktadır.
En yaygın yöntem difüzyondur.
Gaz haline dönüştürülen ve santrifüj tamburuna yerleştirilen uranyum yoğuşturulur. Bu noktada ağır hizmet tipi U-238 silindirin dışında kalırken ağır hizmet tipi U-235 merkezde toplanıyor.
Bu işlemden sonra az miktarda rafine uranyum 235 elde edilir, ancak konsantrasyonu artırmaya devam etmek için işlemin tekrar tekrar yapılması gerekir.
Yüzde 4,5 dünya güçlerini neden endişelendiriyor?
Nükleer silah için yüzde 80 saflık gerekirken İran’ın şu anki yüzde 4,5’lik seviyesi süper güçleri neden endişelendiriyor?
Rakamlarda yüzde 4,5 ile yüzde 80 arasında ciddi bir fark olsa da döllenme sürecinin karmaşıklığını hesaba katınca bunun aslında düşündüğü kadar büyük olmadığını ifade etti.
Çünkü bilim adamlarına göre uranyum zenginleştirmenin en zor kısmı yüzde 0 ile yüzde 20 arasındaki mesafe.
Yüzde 20 seviyesine ulaşıldığında zenginleşmenin çok hızlı bir şekilde yüzde 90’lara çıktığı kaydediliyor.
Yüzde 20 saflık seviyesine ulaşıldığında, her U-235 için yalnızca dört U-238 atomu kalır.
Bu, istenmeyen dört U-238’i izole etmenin çok daha kolay olduğu ve U-235 yoğunluk seviyesinin aniden yüzde 90’a ulaştığı anlamına gelir.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın